Günümüzde, çevre sorunları dünya genelinde büyük bir endişe kaynağı haline geldi. İklim değişikliği, doğal kaynakların tükenmesi ve biyoçeşitlilik kaybı gibi tehditler, ekosistemlerimize ciddi zararlar vermeye ve etkilerini belirgin bir şekilde göstermeye başladı.
Gelin birlikte ekolojik ayak izi nedir ve dünyaya olan olumsuz etkimizi nasıl azaltabiliriz birlikte inceleyelim.
Ekolojik ayak izi, bireylerin ve toplumların doğal kaynakları tüketme ve atıkları emme şeklindeki etkilerini ölçen bir kavramdır. Bu konuda dünya çapında öne çıkan bir kaynak olan Global Footprint Network'e göre, Dünya ekosistemlerinin yenilenebileceğinden %70 daha fazlasını talep edilmesinin sonucu gıda tüketim kaynakları azalıyor. Ekolojik ayak izimizin büyük bir bölümünü oluşturan gıdadaki bu kayıp diğer birçok alanda da belirginliğini koruyor.
Peki üretimden gıdaya, sanayiden eğitime kadar birçok alanda ekolojik ayak izinizi nasıl azaltabilirsiniz? Bunun için aşağıdaki adımları hayatınıza dahil edebilirsiniz.
Ekolojik ayak izimizi azaltmanın ilk adımı, kaynakları daha sürdürülebilir bir şekilde kullanmaktan geçiyor. United Nations Environment Programme (UNEP) verilerine göre, iklim kriziyle mücadele etmek ve 1,5°C'nin altında güvenli bir gelecek sağlamak için dünyanın, sera gazı emisyonlarını on yıl içinde yüzde 50 oranında azaltması gerekmektedir.
Endüstri ve taşımacılık, ekolojik ayak izini büyük ölçüde etkileyen faktörlerin başında gelen alanlardan biri. Endüstriyel faaliyetler, enerji ve kaynak tüketimini artırırken, taşımacılık ise karbon salınımını artırıyor. Şirketler özelinde değerlendirildiğinde endüstriyel taşımacılık süreçlerini optimize etmek ve maliyetleri düşürmek için lojistik ve rota planlamasında veri analitiği ve yazılım çözümlerini kullanımı önemli bir yere sahip. Bu sayede nakliye maliyetleri minimum seviyede tutulurken çevresel sürdürülebilirlik desteklenmiş olacaktır.
İkinci adımda ise atık yönetimi ve geri dönüşüm süreçleri yer alıyor. Bireysel atık ayrıştırma süreçlerinden iş yerlerinde kullandığınız malzeme atıklarının ayrıştırılmasına kadar gerçekleştirebileceğiniz adımlara dikkat edebilirsiniz.
Atık azaltma ve geri dönüşüm, çevresel etkilerimizi azaltmada önemli bir rol oynuyor. World Wildlife Fund (WWF)’e göre yalnızca 2016 yılında okyanuslara 11 milyon tondan fazla plastik atık girdi. 2050 yılına gelindiğinde okyanuslarda ağırlıkça balıktan daha fazla plastik olacağı öngörülüyor. Hem fosil yakıtlardan plastik üretmenin hem de çöplüklere atmanın, yakmanın ve doğaya sızmanın etkileri gün geçtikçe artıyor.
Üçüncü adımda ise kullandığımız ürünler geliyor. Economist Intelligence Unit (EIU) tarafından yürütülen bir küresel araştırmada, son beş yılda sürdürülebilir ürün aramalarının popülaritesinde %71 oranında şaşırtıcı bir artış olduğunu belirtiyor.
Sürdürülebilir ürün seçerken, çevresel etkileri (malzeme kaynakları, üretim süreçleri, taşıma ve ambalaj), sosyal faktörleri (çalışma koşulları, sürdürülebilirliğin yerel topluluklara etkileri) ve ekonomik sürdürülebilirliği (fiyat, yerel üretim) göz önünde bulundurularak ilerlenmelidir. Bu faktörleri dikkate alarak çevreye, topluma ve ekonomiye daha olumlu etkiler sağlayan ürünleri tercih etmek sürdürülebilirliği desteklemenize yardımcı olacaktır.
Sonuç olarak, bireysel ve endüstriyel perspektifte ekolojik ayak izimizi azaltmak, bazen küçük bazen de büyük adımlarla dönüşümün kıymetli bir parçası. Hayatımızın her aşamasında sürdürülebilirlik uygulamalarını benimseyerek ve enerji verimliliği önlemleri alarak, çevremize olan olumsuz etkimizi en aza indirebiliriz.
TR
EN